Yeni dünyaya giden eden
Bu aralar ABD'ye giden / ABD'den dönecek birileri varsa ve bana haber ederlerse sevinirim. Ltf pls t$k.
Bu aralar ABD'ye giden / ABD'den dönecek birileri varsa ve bana haber ederlerse sevinirim. Ltf pls t$k.
"Her ilçeden bir yürek, yetmiş milyon tek yürek" teması ile televizyonlarımızda dönen bir reklam var, görmüşsünüzdür. Geçende denk geldim, baktım şarkısı türküsü de var. İsviçre milli maçı öncesi milli takıma bir destek tadı yakaladım, neş'e doldum, zıpladım, coşuyoruz koşuyoruz falan filan.
Yalnız bu sevgi seli içerisinde bir baktım beni coşkuya davet eden Türkiye Futbol Federasyonu değil, bizzat Haluk Ulusoy'un kendisiymiş. Şaştım kaldım, "Bayram değil seyran değil, Haluk Ulusoy beni neden çağırsın?" dedim. Hayır, mesela Turkcell vasıtası ile de milli takımı destekliyoruz ama Turkcell genel müdürü kim onu bile bilmem. Hal böyle olunca, reklam milli takıma mı destek veriyor, yoksa Haluk Ulusoy'a mı, pek belli olmuyor.
Ortada bir kurum (TTF) ve onun zaman zaman değişen başkanları var. Dolayısıyla, başkanın kim olduğundan bağımsız olarak kurumun sürekliliği gibi bir durum sözkonusu. Bu anlamda milli takıma Haluk Ulusoy üzerinden değil de TTF üzerinden destek vermek daha doğru görünüyor bana. Yoksa merak ediyorum, "Haluk Ulusoy beni neden çağırıyor?"
Şirketler dönem sonu raporlarını Aralık 31 itibari ile açıklarlar ama bizim dönem sonumuz Ocak ayını buluyor. Bugün nihayet notlamaları bitirmiş, ders ve akreditasyon dosyalarını hazırlamış, ıvır zıvır işleri halletmiş olduğumdan ben de kendi dönem sonu hesabımı kesebilirim artık.
Öncelikle Güz Dönemi dersleri hakkında bir iki şey yazayım, zira öğrencilerim burayı takip ediyor. Bir iki münferit olay haricinde iyi bir dönem geçirdiğimiz kanaatindeyim, hem Principles of Marketing'de, hem de Introduction to Business'te. Herkese bir faydam dokunamamış olabilir, ama çoğunluğun iş dünyasına ve pazarlamaya yeni bir bakış açısı geliştirmesine vesile olduğumu umuyorum. Bu dönemki derslerin büyük çoğunluğu giriş niteliğinde derslerdi, ikinci dönemkiler daha uygulamaya dönük olacak. Sanırım o zaman derslerin keyfi daha da artacak (Hangi sectiona girdiğimi sormayın, söylemem. Tarzım değildir.)
Güz dönemi ders ağırlıklı geçti, bunun yanında ICOVACS çalışmalarına başladık. İdari işler yine akademik çalışmalara yoğunlaşmamı engelledi, inşallah bir başka "bahara" dedik. Bu bahar case yazacağım, elimdeki makaleleri toparlayacağım, inşallah iki yeni makaleye ve bir kitaba başlayacağım. Umut garibanın ekmeği tabii :)
Evimi temiz tuttum, sağlıklı beslendim, 10 senedir bitiremediğim haritayı bitirdim. İyi insanlarla tanıştım, iyi insanlarla çalıştım. Facebook'a üye oldum ve sıkıldım. Blog açtım sıkılmadım. Tasarım yaptım, evde ve işte yine çok çok çok çalıştım, yaptıklarımın çoğundan keyif aldım. Durumum budur, arz ederim.
Yeni yılla birlikte blogun tasarımını değiştirdim. Eskisi o kadar karanlıktı ki içim sıkılıyordu yazarken.
Gönderen Melike Demirbağ Kaplan zaman: 13:24 0 yorum
Etiketler: akademik, marka yönetimi, tasarım
Şampuan reklamlarında sergilenen IQ düzeyinden beklentim hiç bir zaman yüksek olmadı. Yok efendim kafama boncuk taktım, yok saçımı savurdum park yerini kaptım, yok fırçayı mikrofon kendimi Kylie Minogue zannettim falan, bunlara alışığız.
Gönderen Melike Demirbağ Kaplan zaman: 11:59 3 yorum
Etiketler: güncel, pazarlama iletişimi, reklamlar
Hafta sonu Bornova Ikea'ya gittim. Maaşallah tüm İzmir'in de aklına aynı şey gelmiş, millet o tava benim, bu masa senin birbirini eziyordu.
Gönderen Melike Demirbağ Kaplan zaman: 20:15 0 yorum
Etiketler: marka yönetimi, perakendecilik, tasarım