29 Ekim 2007 Pazartesi

Facebook'tan feyz almak


Şu blog olayına yeniden gireyim dedim. "Yazacağım yazacağım" diyorum, bir ton başka şey giriyor araya. Kısmet bugüneymiş. Yazacak çok şey var elbet, ama madem bir Facebook çılgınlığı almış başını gidiyor, ilk konumuz bu olsun bari.

Başlarda inat ettim, dedim ki "Üye müye olmam ben kardeşim öyle ne idüğü belirsiz yerlere". Hayır zaten gerçek hayatta yeteri kadar anonim değiliz, bari sanal dünyada anonim kalalım. Cem'in facebook'undan ara ara da bakıyorum zaten, yeter. Bir hafta iki hafta derken bir baktık bütün arkadaşlar teker teker düşmeye başladılar ortamlara. Sözlükte de bir trend bir trend, feyzbuk şöyle feyzbuk böyle diye. Eh kambersiz düğün olmaz dedik, bir gazla gittik kaydımızı yaptırdık. Bir ay falan oldu, vampirden zombiden kaçabildiğim ölçüde baktım, inceledim sizler için efendim (Sanki üye olmayan kalmış gibi).

Gerçi herkes biliyordur ama bilmeyenler, "Ne lan bu Facebook?" diyenler için özetle insan biriktirme sitesi diye açıklamak mümkün. Bol fonksiyonlu fotoğraf albümü. Üzerinde birbirini öpen iki çocuğun bulunduğu albümlerden tek farkı, o çocukların ilkokul arkadaşınız olabilme ve durup dururken size "Hatırladın mı ben mahalleden Burhan" diye mesaj atabilmeleri ihtimali. Tabii bu ihtimaller kimi insanlarda "Vayy Burhan oğlum, sümsüğün tekiydin sen 25 sene önce, adam olmuşsun, P&G'lere girmişsin" şeklinde muhabbetler olarak tezahür ederken, kimilerinde de "Ne Burhan'ı ya, biz o mahalle defterini 25 sene önce kapatmamış mıydık bilader?" duygusuna neden olabiliyor. Ben ikinci gruptanım. Vampire kumpire de gıcık oluyorum o yüzden. Neyse, bunlar apayrı bir yazının konusu. Benim asıl niyetim, bu Facebook denilen illeti pazarlama perspektifinden irdelemek.

Biliyorsunuz, geçenlerde Microsoft Facebook'un %1.6'sını 500 milyon dolara satın aldı. Böylece sitenin değeri 15 milyar dolara yaklaştı. Vaktiyle bir kaç milyar dolar için takla atan siyasilerimiz hatırlandığında, miktarın ne denli ciddi olduğu anlaşılabilir. Microsoft enayi değil tabii, bu parayı vermeden önce hesabını kitabını ona göre yapmıştır. Peki Gatesgiller bu parayı neye verdiler?

Her şeyden önce Facebook yoluyla toplanan veri meselesi evlere şenlik. Elin sitesine bütün bilgilerimizi böyle çarşaf çarşaf sermek akıllı mantıklı 150 IQlu insanların yapacağı iş midir? Değildir. Ama görünen o ki sosyalleşme güvenlik müvenlik dinlemiyor. Sonuçta 50 milyon kişinin gerçek isimlerinden, gerçek işlerinden, gerçek eğitim bilgilerinden ve daha bir dolu şeylerden oluşan inanılmaz bir veritabanı oluşuyor. Sadece pazarlama enformasyonu için bile değer. Ama tabii bununla bitmiyor, bu enformasyon çerçevesinde doğru hedef kitleye uygun mesajların gönderilebilmesine olanak tanıyor Facebook'un yapısı. Microsoft'un ödediği bedelin bir kısmı bu...

İkincisi Facebook'un gelişme potanyeli. Geçen yıl 1 milyar dolar eden bir sitenin bu sene 15 milyara dayanması, önümüzdeki sene için fikir veriyordur sanırım. Sonuçta talep henüz doymuş değil, üye sayısı logaritmik bir şekilde artıyor. Üstelik yakında uygulamaya gireceği rivayet edilen sesli görüşme vb. gibi aplikasyonarla Facebook çok daha farklı bir yere gidecek gibi görünüyor.

Konunun pazarlamacıları ilgilendiren bir başka yönü daha var. O da sanal dünyanın Facebook yoluyla iyiden iyiye gerçekle buluşması. İnternet hayatımıza ilk girdiğinde, bir çoğumuz için "ikinci bir hayat denemesi" idi. Anonim isimlerle (yani nicklerle) "takılınılan" bir yerdi. Gerçek dünyada yapamadıklarımızı yaptığımız, olmadıklarımızı olduğumuz bir oyun bahçesiydi. İnternetle fazla haşır neşir olanlara "bilgisayar başında dura dura asosyal oldu gariban" yaftasını yapıştırırken iyiydi de, Facebook ile bütün bu paradigma alt üst oldu gibi. Gerçek hayatlar sanal dünyaya kavuştu, sanal dünya hiç olmadığı kadar gerçek oldu. Olaya bu açıdan bakınca, İnternet tarafında farklı bir noktaya doğru gittiğimiz açıkça görülüyor. Bu değişimin mesaj kanalları, mesaj içerikleri gibi konularda da çok önemli izdüşümleri olacak pek tabii ki. İyi pazarlamacılar bu değişimi yakalayacaklar, yakalayamayanlar ise kös kös bakacak onlara.

Facebook hakkında yazacak çok şey var, kalanlar zamanı geldikçe.